Beklentiler

İnsanların çoğu kişisel gelişim uzmanlarının, ruhsal eğitmenlerin sevgi dışında hiçbir duygu hissetmeyen, her durumda soğukkanlı olan, her şeyi olduğu gibi kabul eden, daima neşeli olan ve devamlı içsel huzuruyla gülümseyen, robotvari bir şey olması gerektiğini düşünebilirler…

Bir kişisel gelişim uzmanı olarak, benim duygu üretmeyen veya tek tip duygu (sadece sevgi) üreten bir robot olmaya, henüz hiç niyetim yok. Umarım son nefesime kadar da böyle bir duygusal sınırlamanın içine girmem.

Bizler kolektif bilinç alanını etkileyebilecek; dolayısıyla, dünyayı etkileyebilecek bir güce sahip varlıklarız, düşünce gücümüzle yaratırız. Ya yarattığımız şeylerle yaşamı böler, parçalarız ya da birleştirir, bütünleştiririz. Ya temizleriz ya da kirletiriz. Bu bizim yaşam fonksiyonumuzdur.

Benim için; kişisel gelişim alanıyla uğraşan kişi, eylemlerinin farkında olan, olabildiğince bilinçli yaşayan kişidir. Seçimini, benim gibi kolektif alanı temizlemek üzerine yapmışsa, bakacağı yer karışıklıkların, kirliliklerin olduğu alanlardır. Çünkü; çok basit bir mantık vardır: Ancak; kirli olan temizlenir ve kalp gözümüz ile birlikte bilincimiz onu temizleyebilmek için de kirli olan alana bakmalıdır.

Temizlik yapanlar çok iyi bilirler ki, kirli olanı temizlemek için öncelikle kirin nerede olduğunu görmek, sonra kirin cinsini anlamak, sonra da onu neyle temizleyeceğine karar verip temizliğe girişmek temizliğin vazgeçilmez aşamalarıdır. Bu esnada, bir yerlerimiz temizlik bitene kadar kirlenir, kiri hisseder. Kir iyi hissedilip tanınmazsa/tanımlanmazsa nasıl temizleneceği de keşfedilemez zaten. Kir temizlendikçe; güzellik, ferahlık ortaya çıkar, ortam mis gibi kokmaya başlar. Bu; zorla değil, doğal bir şekilde oluşur, âdeta temizliğin bir sonucudur.

Ferahlık hissedilmiyorsa, temizlik tam yapılmamıştır!

Temizlik bittikten sonra, temizlik yapan kendini temizler. Bunun için, negatif olarak kabul ettiğimiz her türlü olay veya duyguyu daima hissedeceğim. Bu duygunun cinsini anlayabilmek için, içine girip bakacağım. Onu anladıktan sonra da temizliğe girişeceğim. Sanıldığı gibi her şey sevgiyle temizlenmiyor. Aynı formül her derde deva olmuyor maalesef. Maalesef diyorum ama; işin bir başka güzelliği de, her şeyin kendine has formüllerinin de olması!

Benim de insanlara öğretebileceğim, sadece bu olur. Hissizleşmek değil; duygularını yaşayıp, anlamak, onlara farklı açıdan bakmak, duruma göre dönüştürmek ve sonunda dengelenmek… Sorunlar yaşamaktan, dengesizleşmekten korkmak yerine bunları avantaj durumuna geçirmek. Çünkü; dengesizleşmek iyi kullanıldığı taktirde bizleri, farklı boyuta zıplatan bir trambolin görevini yapar. Tüm duygular, dünyayı renkli kıldığı gibi bizim dünyamızı da renklendirir…

Renkli dünyalar sevgili dostlar…

Kökcanlandırmak Atölyesi

Vildan Çolak