Ne kadar da tuhaf bir dönemdeyiz. Bir yandan yarattığımız bilgisayarların, telefonların marifetlerinden mutlu oluyor, gurur duyuyor ve telefonlarımızın akıllı olması için can atıyoruz, diğer yandan ise bu ve bunun gibi hayatımızı kolaylaştıran, anlamlandıran marifetli insanlardan kuşku duyuyor, akıllı, bilgili olanlardan, düşünebilenlerden korkuyor, yargılıyor, kirletiyor veya onlardan kaçıyoruz…
Bilgiyi Hz. Google’dan o kadar rahat, kolay öğreniyoruz ki, bilgiyi yılların emeğiyle öğrenen, sindiren insanlara “kolay” gözüyle bakıyor ve arkamızda Hz. Google’ın güvencesiyle “bilen”miş gibi davranarak, gerçek bilenleri içinde bulunduğumuz cahilliğin batağına çekmeye çabalıyoruz… Kendi seviyemize çekiyoruz. Böylelikle karşımızdaki insanı kirletip düşürerek kendimizin yükseleceğini “sanıyoruz”…
Cahillikten kurtulmanın yolunun “teknolojinin koltuğuna oturup, kendimizi kralmış gibi görmekten geçmediğini” veya “bilen/üreten/akıllı insanları kirletip batırarak kendi seviyesizliğimize çekmekle olmayacağını” anlamamız dileğiyle…
Kökcanlandırmak Atölyesi
Vildan Çolak