Rumuz: YEĞEN

Eski ekibimin sevgili üyelerinden birinden güzel bir geribildiirm aldım ve bunu sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Bana geribldirim yazdığı için de kendisine çoookkkk teşekkür ediyorum.

“Kökcanlandırmak Sunumlarında hastalıkların arkasındaki negatif enerjiyi ve her hastalığın kendine özel bir genetik hikâyesi olduğunu Vildan hanım hep vurgulamıştır. Yaklaşık iki yıldır ekipten biri olarak sunumların içerisindeyim. Birçok duruma şahit oldum. Birebir çıkan olayları, yerinde rahatsız olan ölüleri, canı huzursuz ataların genetiğe verdiği acıları, huzursuzlukları… Bunları ve bunların dışında birçok şeyi deneyimledim. Genetiğin yaşantımıza etki ettiğini iyice öğrendim.

Bir ay önce iki yaşındaki yeğenim aniden ateşlendi ve baygın halde acile götürüldü. Ağlayarak Vildan hanımı aradım.

Zaten ilk doğduğunda da sıkıntı yaşamıştı ve Vildan hanım onu kontrol ettiğinde alanının ağır olduğunu söylemiş; biraz şifa vermişti. Bebekliğinden itibaren de sürekli kazalar yaşadı. O dönem ona sunum açtıracak durumum olmadı.

Ateşlenip hastaneye yatırıldığında yaşanabilecek herhangi bir olumsuz duruma karşı acil sunum açıldı. Vildan hanım İzmir’e taşındığı için sunumlarında bulunamadım.

İlk sunum açıldığında, alana kendiliğinden birinin çıkıp kafası koparak ölmüş olduğunu, bebeğe direkt olarak etki ettiğini ve alanın ağır olduğunu öğrendim. Ölünün üzerinde çok fazla büyü varmış.

Vildan hanım her zaman “Bir insan kaza veya hastalık nedeniyle ölürse, üzerinde büyü gibi çok ağır negatif enerjiler olduğu için ölür. Yaradan, hiçbir kulunu ayırt etmez; birine eziyet ederken diğerini güllük gülistanlık yaşatmaz. Negatif ne yaşıyorsak, insandan dolayı, insanın insana ettiği kötülükten dolayı yaşıyoruzdur” der.

Sunumda kendiliğinden alana çıkan ölünün, bebeğin dedesi yani babasının babası olabileceğini düşündüm. Yaklaşık dört yıl önce dede, çalıştığı iş yerinde kafasına vinç düşerek vefat etmişti.

Çıkan kişinin dedesi olduğuna emin olmak için devam eden sunumda dedenin enerjisine bakıldı ve aynı enerji olduğu görüldü. Üzerindeki ölümü için yapılan büyüler de çözüldü. Meğerse o büyüler, dedesi yeğenimin alanında olduğu için onu etkiliyormuş. Bundan dolayı nerdeyse yeğenimi kaybediyorduk.

Dede rahatlatıldıktan ve enerjinin artık bebeğe etkisi giderildikten sonra değişen bazı durumlar oldu. Çok daha rahat ve güleç bir bebek oldu. Yeğenimin şimdiki değişimini ve sağlığını gördükçe teşekkür ediyorum Vildan hanıma. İyi ki varsınız.

Rumuz: Yeğen”

Burada yazdığı gibi bir insan en büyük kötülüğü maalesef insandan alıyor. Yaradanın bizleri ayırt ettiğine, birilerimizi kayırdığına inanmıyorum. Kötü ne yaşıyorsak ya genetikten getirdiğimiz ağır mirastan dolayı ya yaşantımızda yaptıklarımızın bedeli olarak ya da etrafımızdaki insanı sevmeyen, kötü niyetli insanların yaptıkları çalışmalar, üzerimize yolladıkları negatif enerjilerden dolayı yaşıyoruz.

Ayrıca, ne yazık ki üzerinde negatif etkilerle vefat etmiş kişilerin durumu da, torunlarda yaşamaya ve onları da etkilemeye devam ediyor.

Tüm yüreğimle, sadece “istekleri olsun” diye istedikleri kişilerin üzerine büyüler yapan insanların döneminin bitmesini ve birbirini seven, insanlık olarak aynı bedenin hücreleri olduğunun bilincini taşıyan, birbirine iyiliklerde bulunan insanların döneminin gelmesini diliyorum.

Umarım, “istek manyaklığımızı” bırakır ve geleni karşılayacak donanıma sahip olabilmek için kendimizi her yönde geliştirecek bilinçlilikte/ farkındalıkta oluruz.

Hepimizin Dünyasının cenneti olması dileğimle… Bu cennet, birilerinin veya bazı enerjilerin bize sunmasıyla olmaz; bizim kendimizi her yönde geliştirmemizle olur…

Sevgiler,

Vildan Çolak