Bizler seslere duyguları yüklemeyi becerebilen varlıklarız. Bu nedenle kelimeler yaşamımızda çok önemli yer tutar ve bizi yönlendirir. Çünkü her kelime bizde bir veya birden fazla duyguları çağrıştırır, hissettirir.
Eğer kelimenin anlamını bilmiyorsak, dolayısıyla kelimeyi hiç kullanmadıysak, o kelime herhangi bir duygumuzu harekete geçirmez.
Hepimiz tüm kelimelere “aynı” duyguları yüklemiş değiliz. Hatta aynı duyguları yüklesek bile bu duyguları aynı “yoğunlukta” yüklemiş olmayabiliriz. Mesela; “anne” kelimesini ele alalım. Bazılarımız için anne yaşamın merkezi olacak kadar yoğun duygularla doluyken, bazılarımız için ise pek bir anlam ifade etmeyebilir. Bazılarımız da bu kelime nefret duygusunun kalesi bile olabilir. Bu durum da insanları birbirinden farklılaştırır.
İki kişi konuşurken biri “anne” der ve gözleri dolar; diğeri ise “Bu kadının boğazını sıkayım.” diye hayal kurar. Ama burada ki yanılsama anne dediğinde gözleri dolan kişinin diğer kişinin de aynı duyguları hissettiğini sanmasıdır veya tam tersi…
Bizlerin birbirimizi çok daha iyi anlayabilmemiz için kelimelerimizi değil, onların arkasına yüklemiş olduğumuz duygularımızı anlamamız gerekir… Ancak o zaman karşımızdaki insanın, hatta kendimizin bile ne demek istediğimizi anlayabilmiş oluruz…
Arkadaki niyeti oluşturan da bu gizlenmiş duygulardır…
Dünyamız cennetimiz olsun!..
Kökcanlandırmak Atölyesi
Vildan Çolak